Andrea Pirlo Kimdir?
Andrea Pirlo, ülkemizde “Başbakan” lakabı ile bilinen futbol efsanesi olarak tarihe geçmiş bir isimdir. Yeşil sahalarda adrese teslim pasları, oyun içerisindeki teknik becerileri ve her ana karşı soğukkanlı oluşu, nasıl bir futbolcu olduğunu bizlere sunmaktadır.
Günümüzde İtalyan “teknik adam” geçmişte İtalyan “teknik futbolcu” Andrea Pirlo, Milli Takımlar seviyesinde ülkesinin formasını birçok organizasyonda temsil etmiştir.
Aynı zamanda Serie A başta olmak üzere futbol dünyasında İnter, Milan ve Juventus gibi büyük takımların formalarını giyen ender futbolcudur.
- Ulusal olarak birçok Serie A, Coppa İtalia, Supercoppa İtaliana vd. gibi başarıları bulunmaktadır.
- Uluslararası olarak ise, 2 UEFA Şampiyonalar Ligi, 2 UEFA Süper Kupası vb. kazanmıştır.
- Milli Takımlar düzeyinde ise, FIFA Dünya Kupası, Olimpiyat 3.lüğü vd. gibi önemli şampiyonluklar kazanmıştır.
Andrea Pirlo, tüm bunların dışında saha içerisinde attığı gol ve golden daha güzel estetik pasları ile futbolseverlerin ilgisini çekmiştir. Ancak tarihe geçen bir anı var ki; asıl olanından daha çok popüler olmuştur. Aynı zamanda Pirlo denildiği zaman da akla gelen ilkler arasında yerini almaktadır.
Euro 2012 çeyrek final maçında İngiltere ile İtalya 0-0 berabere kalmıştır. Kazanan seri penaltı atışları ile belirlenecek ve İtalya geriye düşmüş durumdaydı. Andrea Pirlo, soğukkanlılığını bozmadan kaleci Joe Hart ile karşı karşıya gelmiştir. Nefeslerin kesildiği o anda Pirlo, tahmin edilmeyeni yaptı ve kullandığı penaltı ile sonuca büyük etki etmiştir.
Kendisi, o an ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu. “Joe Hart garip hareketler yapıyordu. Bundan dolayı penaltıyı böyle çekme kararı verdim. Başarılı da oldum.”
Aynı zamanda “Bu hareket onların üzerinde biraz baskı yarattı. Benden sonra penaltıyı kullanan Ashley Young ise kaçırdı.” ifadelerini de ekledi.
Peki o kritik ve önemli anda gole çevirdiği penaltı atışının özelliği neydi? Neden Pirlo denildiği zaman akıllara o attığı penaltı golü geliyordu? O halde hep birlikte bu konuya dair mercek tutmaya ve detaylı öğrenmeye devam edelim. 🙂
Euro 1976 Çekoslovakya – Batı Almanya Final Maçı
Panenka Penaltısı olarak futbol litaratürüne girmiş olan bu konuyu, zamanımızın önemli ismi Pirlo ile özdeşlemiş olması sebebiyle buradan ele almak istedik. Bu sebeple içeriğimizin konusu Andrea Pirlo gibi anlaşılmış olsa da tam olarak öyle değildir.
Şu andan itibaren içeriğimizin asıl konusu olan Panenka Penaltısı ele alınacaktır. Peki literatüre geçmiş ve kolay gibi görünsede cesaret gerektiren bu penaltının hikayesi nedir? Bu sorunun cevabı için eskilere gitmek gerekmektedir.
Euro 1976’da Çekoslovakya ile Batı Almanya final maçında karşı karşıya gelmiştir. Futbol için heyecanlı anlar ve güzel bir atmosfer vardı. Turnuvanın favorisi Batı Almanya bu atmosferin içinde maçın ilk 25 dakikasında 2-0 geriye düşmüştü. Ne saha içindekilerin, ne de saha dışındakilerin beklemediği bir skordu. Kısa çaplı şaşkınlığı üstlerinden attıktan sonra 28. dakikada Almanlar skoru 2-1’e getirdi. İlk yarı Çeklerin üstünlüğü ve baskısı ile son ermişti.
İkinci yarının başlama düdüğünden sonra sıkı bir mücadele oldu ve ilk yarıdaki skor değişmedi. Maçın son düdüğününün olmasına saniyeler kalmışken Almanlar maçın 90. dakikasında golü buldu. Bu gol, maçın uzatmalara gitmesini ve Almanlar için ümidin artmasına sebep oldu.
Her iki takımda yorgunluk belirtilerinin artması ve kontrollü oynanan futbolun ardından gol ile buluşamadı. Tarihe geçecek galibiyet ve o meşhur penaltı için artık son aşamaya gelindi.
Kazananı seri penaltı atışları belirleyecekti. Bu penaltı atışlarında hem kazanan tarihe geçecekti hem de Antonin Panenka.
Panenka Penaltısı
Karşılıklı kullanılan ilk üç penaltı gol ile sonuç verdi. Dördüncü penaltı atışlarında Çekler çoğu yine ağlarla buluşturdu. Almanlar ise, kötü bir vuruş yaparak topu üstten dışarı attı. Avantaj bir kez daha Çeklerin eline geçmiş oldu. Doğru tahmin ettiniz, daha Panenka Penaltısı kullanılmadı. Bu penaltı aynı zamanda kazananı belirleyecek bir atış olacaktı.
İşte Panenka Penaltısı’nın hikayesi burada başlıyor. Çekoslovakya hayalini kurdukları ilk Avrupa Kupası’nı ülkesine götürmek için son penaltıyı gole çevirmek zorunda. Böyle bir baskı altında Antonin Panenka topun başına geçti. Normal şartlarda bile topun başına geçmek ve istenilen düzeyde topa normal vurmak zor bir iştir.
Köşeye bırakacağı isabetli bir şut ile tarihe geçebilecekken, Panenka daha öncesinde hiç görülmemiş ve daha sonrasında ise adıyla literatüre geçen o meşhur Panenka Penaltısını kullandı. Normal şartlarda kaleci bir köşe belirler ve topu tutmak için hamlesini yapardı. Bu kez hiç kimsenin tahmin etmediği şekilde top, kalenin orta yerine yani kalecinin durduğu çok hafif bir dokunuş ile aşırtma bir şekilde geldi.
Sonuç; kaleci sol köşeye uzandı, Panenka topun çok hafif altına dokundu ve top ağlarla buluştu.
Daha sonrasında ise bir başka futbol efsanesi Pele, “Böyle bir penaltı kullanmak için birinin ya bir dâhi ya da çılgın olması gerekir.” ifadelerini kullanmıştır. Kim bilir, o anda kaleci erkenden hissedip olduğu yerde dursaydı ve topu tutsaydı, bu olay tarihe fiyasko olarak geçecekti. Ancak bu riski göze alabilmek tarihe geçmek için gereken tek şeydir.
Bu cesareti ilerleyen yıllarda gösteren daha nice futbolcular oldu. Aralarından birisi var ki futbolseverlere 1976 yılındaki aynı heyecanı yaşattı ve aslını daha da iyi yansıttı. O futbolculardan birisi de Andrea Pirlo‘nun kendisidir.
Konu ile benzer bir başka duran top olayı için “Roberto Carlos’un Frikik Golü” başlıklı içeriğimizi de ayrıca okuyabilirsiniz. 🙂
