Boks Tarihinin En Önemli Sanatçısı
Muhammed Ali. Şüphesiz ki boks tarihinin en önemli sanatçısıdır. Sanatçısı diyorum çünkü daha önce kimse onun gibi dövüşmedi. Sanatçısı diyorum çünkü gerçekten kimse ringdeyken onun gibi dans etmiyordu, kimse onun gibi kendine hayran bırakmıyordu. Bunu ise 25 Mayıs 1965 tarihinde kayda alınan, Muhammed Ali’nin en meşhur fotoğrafı bizlere göstermektedir.
Cassius Marcellus Clay Jr. olarak dünyaya gelen Amerikalı Cassius Müslüman olduktan sonra Muhammed Ali olarak isim değiştirmiştir.
Müslüman olmak, isim değiştirmek, din değiştirmek Amerikan’ın en gözde boksörü olarak hiç kolay değildir. Müslümanların sevgisini kazansada aslında bir o kadar düşman kazanmıştır.
Fotoğraf Çekmenin Arka Planı
Muhammed Ali’nin en meşhur fotoğrafı olduğu o kare, 25 Mayıs 1965 Ali ve Liston maçında çekilmiştir. Bir rövanş maçıydı, insanlar kendisinin 1964’de olan maçını bu düşmanlık ile çok fazla eleştirmişti. Aynı zamanda maçın belirsiz olduğunu söylüyorlardı.
Yedi raund süren maçta Liston’ın hazırlanamadığını söyleyenler oldu. Hatalı yumrukların atıldığını söyleyenler oldu. Maçı Liston’ın hakettiğini söyleyenler bile oldu ve bu yüzden maçın tekrarı isteyenler de oldu..
Spor fotoğrafları çeken biri olarak spor fotoğrafları çekmek özellikle boks gibi hareketlerin, yumrukların çok hızlı olması gerektiği bir spor dalında şu an bile zorken o dönemin teknik ekipmanıyla mükemmel kareyi yakalamak inanın oldukça zordur.
Günümüz ekipmanları ile saniyede onlarca hatta çok daha özel ekipmanlarla yüzlerce fotoğraf karesi çekebiliyorsunuz. Fakat inanın bana o bahsettiğim mükemmel kareyi yakalamak hala oldukça zor olmaktadır.
Dövüş sporları meraklısı olarak oldukça fazla dövüş müsabakasına seyirci olarak gitmişimdir. Fakat şunu söyleyebilirimki dövüş sporları için fotoğraf çekmeye başlayana kadar eğlendiğimi, heyecanlandığımı zannediyordum.
Hemen sadece iki metre yanı başında yumrukların etle birleşmesinden çıkan ses, antrenörlerin bağırışmaları, boksörlerin yüzündeki ifadeler, dökülen kanlar inanın bu heyecanını size yaşamadan anlatmamın imkanı olmuyor.
Muhammed Ali’nin En Meşhur Fotoğrafı
O güne ait zannedilenin aksine aslında iki fotoğraf karesi var. Biri siyah beyaz John Ronney tarafından çekilmiş olan diğeri ise renkli olan Neil Leifer tarafından çekilmiş olan fotoğraftır. O ünlü karenin olduğu sırada ikiside omuz omuza hemen hemen aynı yerde aynı açıdan çekmişlerdir.
Mono Lisa dendiği zaman Leonarda Da Vinci, Yıldızlı Gece tablosu dendiğin zaman ise insanların aklına hemen Van Gogh geliyor.
Kendine uzun uzun baktıran kareler, boyayla yapılınca sanatçısı çok değerlenmektedir. Fakat makineden çıktığında adı pek duyulmuyor, böyle ölümsüz karelerin arkasındaki isimlerin adı çok az geçiyor. Bu duruma ise üzülmüyor değilim.
Bu iki kareden benim favorim kesinlikle Neil Leifer’in çektiği renkli karedir. Stüdyolarda fotoğraf çekilmeden önce daha önceden ışıklar kurulur, stüdyo hazırlanır, testler alınır. Kısacası ne çekeceğin, ne görmek istediğin, nerden görmek istediğin durucağın yer ve ne üretmek istediğin çoktan hazırdır.
Fakat iş spor fotoğrafçılığına geldiğinde bu öyle bilindiği gibi değildir. Durman gereken yerler vardır, flash kullanamazsınız, ışığı siz belirleyemezseniz. Kısacası kuralları siz yaratamazsınız, siz kurallara uymak zorunda kalan taraf olmaktasınızdır.
Neil de yerini aldı ve işte o mükemmel kare ortaya çıkmış oldu. Karedeki her şey sanki yerli yerindeydi ve stüdyoda çekilmiş gibiydi.
Hemen arkasındaki bazı fotoğrafçıların çekimi bırakıp nakavta şaşkınlık ile bakmaları, seyircilerin azı açık maçı izlemeleri, Muhammed Ali’nin o efsanevi duruşu, seyircilerin yarısının bu kadar hızlı gelen bir nakavttan sonraki şaşkınlığı hatta o sırada arenada içilen sigara dumanlarının havada asılı kalmasıyla oluşan Muhammed Ali’nin arkasındaki sis perdesi…
Tüm bunlardan öte fotoğrafı bu kadar hayranlıkla izlettiren şey ise Muhammed Ali idi. Ringde yendiği tek taraf rakibi değildi. Maç, başlar başlamaz sadece bir kaç yumruk ile bitmişti. Hayalet yumruklarından bazılarını ise kendisi için söylenenlere indirmişti. Bu fotoğrafı mükemmel kılan konsept işte buydu. Ali, fikirleri yenmişti.
Ayağa Kalk ve Dövüş
Bu kare ile ilgili ise “Muhammed Ali Amerika’ya Karşı” başlıklı kitapta da şu şekilde bazı ifadeler kullanılmıştır:
“Bu resmin kaderinde gelecekte dergi kapaklarında yer almak, tanıtım malzemelerinde, büyük ve bol resimli kitaplarda ve basılı her tür materyalde kullanılmak vardı. Bu fotoğrafta Ali yere düşmüş olan rakibinin başında ayakta duruyor.
Liston’a ona ‘Ayağa kalk ve dövüş seni ezik’ diye öfkeyle bağırıyordu. Fotoğrafın kompozisyonu mükemmeldi. Ali’nin kuvveti, tutkusu, fiziğinin düzgünlüğü tek karede toplanmıştı.”
Aynı zamanda Muhammed Ali hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “I Am Ali” belgeselini izleyebilirsiniz.