İstanbul Mucizesi

2005 Şampiyonlar Ligi Finali, herkesin olduğu gibi Türkiye’nin de gündemindeydi. Ancak Türkiye için gündem olmaktan öte ayrı bir öneme sahipti. Çünkü o yılın final maçı için İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı ev sahibi olarak insanları ağırlayacaktı.
25 Mayıs 2005 tarihi, İstanbul’u Şampiyonlar Ligi’nde bir sembol haline getirmişti. UEFA Şampiyonlar Ligi tarihinin unutlmazları arasında yer alan bir tarih oldu.
Organizasyonun ana sponsorlarından biri olan MasterCard tarafından yapılan araştırmada Avrupa’nın her yerinden gelen taraftar oyları ile UEFA Şampiyonalar Ligi tarihinin ilk 10 olayı seçilmişti.
İlk sırada ise hangi olay yer aldı dersiniz?
2005 Şampiyonlar Ligi Finali, İstanbul Mucizesi olarak tarihe geçen Liverpool FC ile AC Milan arasında yapılan maç ve Liverpool kalecisi Dudek’in üst üste yaptığı harika kurtarış listedeki yerini aldı.
İstanbul Mucizesi olarak tarihe geçen bu unutulmaz maç bir taraf için İstanbul Sendromu olarak akıllarda kaldı. İtalya futbolunun yetiştirdiği, attığı akıl almaz paslar ile futbol tarihinde önemli bir yere sahip olan Pirlo, otobiyografisinde bu durumu şöyle aktarıyor; “Uykusuzluk, öfke, depresyon, hiçlik duygusu. Birden çok semptomu olan yeni bir hastalık icat ettik: İstanbul Sendromu.”

O halde gelin hep birlikte unutulmaz final maçında olanları tekrar hatırlayalım. 🙂
Liverpool, şampiyonlar ligi kupasına 21 yıldır hasretti. 2003 ayrıca 2004 yılı Liverpool için yine boş geçmişti. Fakat 2005 yılı, zor da olsa bu organizasyon için bileti almalarına engel olmadı. O yıl daha yeni kurulmaya başlayan bir takımdı.
Grubu ucu ucuna geçen Liverpool, yarı finalde ise rakibi Chelsea’yi iki maçta bir gol atarak yenmeyi başarmıştı. Artık kupaya uzanan zorlu bir maç kalmıştı. Rakip ise zorlu İtalyan takımı Milan’dı.
Milan, o yılların en efsanevi takımıydı. Sınırları zorlayan ve takım oyuncuları ile geçilmesi zor bir isimdi. Savunmada Maldini ve Nesta, orta sahada Pirlo, Kaka ve Gattuso hücum hattında ise Shevchenko ve Crespo gibi dönemin en oyuncuları vardı.
O yıl ligde Juventus’a yenilmiş olsalarda Şampiyonalar Ligi’nde önüne gelen rakipleri bir bir geçiyorlardı. Özet olarak söyleyecek olursak Milan takım olarak daha iyi taraftı.
2005 Şampiyonlar Ligi Finali 1. Yarı

İki büyük takım artık kupa için finalde karşı karşıya gelmişlerdi. Her iki takımında geçmeleri gerek bir maç kalmıştı ama bu kolay olmayacaktı. Beklenen an geldi ve maçın başlama düdüğü çaldı. Daha maçın ilk dakikasında Milan takım kaptanı Maldini ile 1-0 öne geçmişti.
Bu moral ile ataklarını devam ettiren Milan, 39. dk’da Shevchenko pasıyla Crespo durumu 2-0’a taşımıştı. İlk yarının bitmesine dakikalar kala Milan yine Crespo’nun attığı golle soyunma odasına 3-0 galip şekilde gitmişti.
Liverpool taraftarı ise şaşkınlık ve büyük üzüntü için takımlarını devre arasına uğramıştı. Devre arasında yapılan taktikler ile takımlar sahadaki yerini aldı. İkinci yarı düdüğü ile maç başlamıştı.
2005 Şampiyonlar Ligi Finali 2. Yarı

Milan kağıt üstünde daha iyi olan taraf demiştik. Bu skor ile üstünlüğüne üstünlük kattı ayrıyeten muazzam bir baskı üstünlüğü kurdu. Ancak Liverpool için pek öyle olmadı. Düdük çaldıktan sonra tam altı dakika içinde Liverpool durumu beraberliğe taşımıştı.
Artık Liverpool taraftarı için sevinçle birlikte muhteşem geri dönüşün şaşkınlığı vardı. Ama şaşkınlık hep vardı ve tüm dünya için söz konusuydu.
Maçın 54. dk’sında ise bu sefer Liverpool kaptanı Gerrard, kafa golü ile takımı adına ilk golü atmıştı. İki dakika sonra ise umut yakalayan takım Smicer’in attığı golle fark bire inmişti. Maçın bitmesine ise daha dakikalar vardı.
Bu baskı bu sefer Milan aleyhine olacak ki agresif oyunuyla bilinen Gattuso, Gerrard’ı kez sahası içinde yere düşürdü ve karşı takıma penaltı kazandırmış oldu. Xabi Alonso ise penaltı atışı kullandı ve kaleci Dida’nın kurtarışında sonra topu takip ederek ikinci vuruşuyla gole çevirmişti.
Skor tabelası artık 3-3 ile berabere olmuştu. İnanılmaz geri dönüş ile her iki takım, takım taraftarları ve diğer izleyenler aşırı şaşkınlıkla yeşil sahaya dikkat kesilmişlerdi. Maçın kalan dakikalarında golun olmayışı maçı uzatmalara taşımıştı.
Artık sıra uzatmalara gelmişti ve muazzam geri dönüşün daha da unutulmaması ve her iki takımın gösterdikleri oyun sebebiyle olsa gerek uzatmalarda golsüz tamamlanmıştır. Beklenen sonuç penaltı atışları ile olacaktı.
Penaltı Atışları

Penaltı atışlarının temposuda oynan maç ile aynıydı. Bu sefer herkesin odak noktası, topun ağlarla buluşması değil buluşmamasıydı. Penaltı atışlarında ise Milan’ın oyuncusu Serginho ilk atışı dışarı gönderdi.
Sonrasında Liverpool oyuncusu Hamann takımının ilk penaltı atışını gole çevirdi. İkinci penaltı atışlarında ise Milan için topun başın agelen Pirlo, kaleci Dudek’e takılmıştır.
Liverpool’un farkı ikiye çıkarması için Cisse topu kaleci Dida’yı geçmişti. Milan için Tomasson ilk penaltı golünü attı. Liverpool ise Rise’nin penaltısı ile ilk engeline takılmıştır. Bu sefer topun başında Kaka vardı ve sonuç itibariyle golü buldu. Smicer ise karşılık ona verdi ve farkı korudu.
Her şey Shevchenko’nun kullanacağı son penaltı atışına bağlıydı. Milan ya penaltı atışlarını uzatacaktır ya da Liverpool kazanacaktır.
Tüm dünya Shevchenko’nun atacağı penaltıya, Liverpool kalesi Dudek ise topa kilitlenmiştir. Shevchenko topa vurdu ve Dudek kurtarılması zor bir topun gol olmasına engel oldu.
Geri Dönüş Hikayesi

3-2 penaltı atışları sonucu ile kazanan Liverpool oldu. Bu maçın adı herkes için İstanbul Mucizesi olurken sadece Milan için unutulması zor bir İstanbul Sendromu olarak tarihe geçti. Milan, iki sene sonra Şampiyonalar Ligi’ni kazanmış olsa da 2005 finali unutulmadı.
Unutulması da zor bir maç veya mucize… 🙂
Kim bilir, 29 Mayıs 2021 tarihinde oynanacak final maçı da tarihe geçecek mucize bir maç olabilir.
Şu bir kesin ki tüm gözlerin o maçı izlediği an, zihinleri 2005 finaline gidecektir. 🙂
Aynı zamanda maçın kırılma anı olan kaleci Dudek’in kritik kurtarışları dönüm noktası olmuştur. Bu sebeple “Kaleci Profilinin Futboldaki Yeri ve Önemi” başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz. 🙂
