Fit Olmak ya da Olmamak İşte Bütün Mesele Bu (mudur?)
Fit Olmak ya da Olmamak İşte Bütün Mesele Bu (mudur?)

Fit Olmak ya da Olmamak İşte Bütün Mesele Bu (mudur?)

“Fit” Sözcüğünün Gerçek Anlamı

Fit olmak ile ilgili bir çizgi adam görseli.

Günümüz toplum düşüncesinde geleneksel algı çoğu zaman şunu dayatır: “Fit olmak, ince ve kaslı bir vücuda sahip olmak demektir.” Oysa gerçek fitlik görünüşle değil, vücudun işlevselliği ve yaşam kalitesiyle ölçülür. Günlük rutinlerimizi yerine getirirken rahat bir şekilde merdiven çıkabilmek, koşabilmek, sıçrayabilmek vb. fiziksel eylemlerimizi rahatlıkla yapabiliyor olmak fit olmanın tanımını karşılamaktadır.

“Fit” kelimesi İngilizce kökenli olup, “uygun, sağlıklı, güçlü ve işlevsel olma” anlamlarına gelir. Orijinal anlamı, sadece ince veya kaslı olmak değil, beden ve zihnin bir bütün olarak uygun ve dengeli durumda olmasıdır. Avcı-toplayıcı dönemlerden itibaren insanın fiziksel yeterliliği, hayatta kalma becerileriyle ilişkilendirilmiştir. Bu dönemlerde bireyin fit olması, estetikten çok işlevsellik anlamına gelirdi: hızlı koşabilmek, uzun süre dayanabilmek, güçlü taşımalar yapabilmek ve gerektiğinde çevik davranabilmek.

Bugünün modern dünyasında ise bu kavram, medyanın ve sosyal algıların etkisiyle büyük ölçüde biçimsel bir hale gelmiştir. Kaslı ya da zayıf bir vücut formu, çoğu zaman sağlıklı olmanın göstergesi sanılmakta; ancak bu, fit olmanın özüne aykırıdır. Çünkü fit olmak, görünüşün ötesinde bir performans ve yaşam kalitesi meselesidir.

Fitlik Neyi İçerir?

Fit olmak ile ilgili bir görsel.

Bir kişi çok zayıf olabilir ama enerjisi düşük, hareketleri yavaş ve uzun süre dayanıklılığı sınırlı olabilir. Öte yandan, belli bir kilonun üzerinde bir kişi, kas ve eklem uyumunu doğru kullanarak hem güçlü hem çevik olabilir. Hatta günlük yaşamda merdiven çıkmak, ağır bir eşyayı taşımak, spor yapmak gibi görevlerde çok daha verimli olabilir.

Fit olmak, vücudun şeklinden ziyade kullanabilme kapasitesi ile ilgilidir. Bu kapasite şu unsurlarla belirlenir:
• Kas ve eklem koordinasyonu
• Dayanıklılık ve kuvvet
• Esneklik ve hareket serbestliği
• Zihin ve bedenin uyumlu çalışması

Gerçek fitlik, bedensel fonksiyonların etkinliğiyle birlikte zihinsel dayanıklılığı da kapsar. Zihin ve beden birbirini destekleyen bir bütünlük oluşturur. Stres yönetimi, motivasyon, uyku düzeni ve beslenme alışkanlıkları bu dengeyi doğrudan etkiler. Bu nedenle yalnızca fiziksel egzersiz yapmak değil, aynı zamanda zihinsel farkındalığı da güçlendirmek gerekir.

Sonuç: Fitlik Bir Görünüş Değil, Yaşam Biçimidir

Ruhsal ve zihinsel yönleri de bu işlevselliği tamamlar: bir kişi bedensel olarak güçlü ve çevik olabilir, ama motivasyonu, konsantrasyonu ve stres yönetimi zayıfsa tam anlamıyla fit sayılmaz. Gerçek fitlik, beden, zihin ve ruhun birlikte işlevsel olduğu durumdur.

Sonuç olarak fit olmanın ölçüsü, tartıda görünen sayı değil; bedeni ve zihniyle hayatı daha verimli, enerjik ve dengeli yaşayabilme kapasitesidir. Görünüşe takılmak yerine, vücudunu ne kadar işlevsel kullanabildiğine odaklanmak, fit olmanın ve fit kalmanın gerçek anahtarıdır.

Konuyla bağlantılı olması açısından “Bedeniyet: Modern Toplumun Medeniyet Algısı” başlıklı içeriğimizi de ayrıca okuyabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir