Modern Toplumda Bedeniyet Algısı

Modern toplumların bireyden beklentileri tarih boyunca değişime uğramış, özellikle bedeniyet algısı bu süreçte önemli bir araç ve gösterge alanı olmuştur. Bu durumun başlıca sebebi ise, bedenin yalnızca biyolojik bir anlam taşımadığı aynı zamanda sosyal, kültürel ve kimlik alanlarında da bir gösterge kabul edilmesidir.
Günümüzde beden, bireysel ve toplumsal kimlik inşasında önemli bir unsur haline gelirken, özellikle sosyal medya platformlarında görünürlük ve statü kazanmanın temel araçlarından biri olarak öne çıkıyor. Neoliberal çağın dinamikleriyle birlikte bedenimiz, yalnızca sağlık göstergesi değil; kimliğimizi tanımladığımız ve sözümüzün etki gücünü artırmak için şekillendirdiğimiz bir performans alanı olarak öne çıkmaktadır.
Beden eğitiminin çok boyutlu bir alan olarak ele alınması, fitness kavramının da yalnızca fiziksel uygulamalarla sınırlı kalmayıp, kültürel ve teorik bağlamlarıyla da tartışılmasını gerekli kılmıştır. Zira fitness, sadece pratik düzlemde değil, toplumsal değerler, kimlik inşası ve beden algıları açısından da önemli bir kavramsal zemine sahiptir.
Günümüz Bedeniyet Tasavvuru

1948 DSÖ Tüzüğü’nde sağlığın tanımını, “yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması durumu değil, fiziksel, sosyal ve ruhsal refah durumu.” şeklinde yapmıştır. Bu bağlamda kişinin bedenen fit, esnek ve güçlü olması demek, sadece bir görüntünün dışarı vurumu olarak değil, kişinin daha çok kendi içine dönük olumlu bir yansımasıdır. Fitness, özgürlükçe ve modern toplumların düzenleyici ve belli normlara uyduran bir idealidir. Sadece nasıl olduğunu tarif etmez, aynı zamanda nasıl olman gerektiğini de söyler (Martschukat, 2024).
Geçmişten günümüze insanın yaşam döngüsünde hareket hep merkezde yer almıştır. Gerek avcı-toplayıcı olarak, gerek savaşçı olarak gerekse modern insan olarak… Fitness kavramı, hareket merkezli düşünüldüğünde her zaman/dönem/çağ içerisinde var olmuştur.
Nasıl ve ne şekilde var olacağı ise, o dönemin şartlarına göre değişkenlik göstermektedir. Bunlar:
- Beden-Beden: Avcı-toplayıcı zamanlarda insan için hareket/spor, hayatta kalmak amaçlı olduğundan beden–beden ihtiyacını karşılamaktadır.
- Beden-Zihin: Savaşın olduğu zamanlarda insan için talim/spor, coğrafyayı korumak veya genişletmek amaçlı olduğundan, kullandıkları alet ile bir bütün olmak beden–zihin ihtiyacını karşılamaktadır.
- Beden-Ruh: Modern zamanda ise insan için antrenman/spor, iş hayatı ve bir rutin içerisinde hayat/yaşam mücadelesi verdiğinden dolayı biraz daha psikolojik etkisi düşünüldüğünde beden–ruh ihtiyacını karşılamaktadır (Pervan, 2022).
Peki günümüz insanının vücut görünümüne ve buna bağlı olarak yapay takviyelere bakışı nasıl olmalıdır?
Vücut Görünümü ve Yapay Takviyeler

Jürgen Martschukat’ın Fitness Çağı kitabında, fitness olgusunun düzenleyici bir ideal olduğu kültür ve toplum, “fit” ve “fit olmayan” bedenler arasında ayrım yaptığını ve bunun aslında kendilerine yaptıkları, kendileri üzerinde çalıştıkları ve potansiyellerini kullanmayı bildikleri konusunda inandırıcı olabilenlerin var olduğunu, öte yandan ise yeterince inandırıcı olamayanların var olduğunu ifade etmektedir. Toplumun bir ferdi olarak, özellikle sosyal medya aracılığıyla istemeden de olsa “var olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu” söyleminin içerisinde bulunuyoruz.
Bir insanın bu ayrım noktasında geldiğinde toplum nezdinde kabul görmesi, takdir edilmesi, saygı duyulması vb. konulara dair vücut görünümünü çeşitli yapay takviyeler üzerinden desteklemeye yöneldiği görülmektedir. Burada yapay takviyelerin özelinde değil de, önceliğimizin ne olduğu üzerinde düşünmek daha faydalı olacaktır.
Kişinin kendi bedenini fit ve sağlıklı bir forma sokma çabası, estetik kaygıların değil sağlığın öncelik olduğu bir yaklaşımla sürdürülebilir hale gelir. Çünkü kalıcı ve gerçekçi değişimler, dış görünüşten çok sağlıklı alışkanlıkların kazanılmasıyla mümkündür. Bu sebeple yapay takviyelere yönelmek, sağlıklı olmak noktasında ne kadar terci edilebilir?
Kişinin kendisi, ailesi, ve çevresi için sağlıklı ve sağlıksız, fit ve fit olmayan ayrımı, bir sınıf ayrımı haline gelmiş durumda. Üstelik her zaman karar verme yetkinliğinin ve sorumluluk bilincinin ölçüsünü de gösterdiği kabul ediliyor (Martschukat, 2024). Vücut görünümü için yapay takviyeleri kullanmayı tercih etmek, sorumluluk bilincimizin ölçüsünü de bizlere göstermiş olmaktadır. Çünkü adı üstünde yapay takviyeler… Yapay olan bir şey kişiye kısa süreli bir çıktı sunabilir ancak sürdürülebilir olması noktasında kalıcı çıktılar sunmayacaktır.
Vücut görünümünü sağlıklı olmak amacıyla fit bir hale getirmeye çalışmak, başkalarına kendimi kabul ettirmek için değil, kendime olan saygım ve sağlığım için olması en anlamlı çabanın örneğidir. Günümüz normları, insanı her daim başkalarıyla kıyas yapmaya iten ve buna bağlı olarak yarışma atmosferi sunmaktadır. Ancak en büyük kıyas ve yarış senin kendinle olandır.

Sağlıklı olmak mı, yoksa estetik kaygılar mı?
Sonuç olarak yine (Martschukat, 2024) tarafından ifade edildiği gibi fitness, spor karşılaşmasında kazanmayı hedeflemiyordu, ama yine de her zamankinden daha fazla rekabet ve yarışma terimleriyle düşünülen günlük hayatta üstünlüğü hedefliyordu.
Kendini iyi hissetmenin ve özgüvenli olmanın yolu, başkalarının standartlarını değil, kendi sağlığını ve mutluluğunu merkeze almaktan geçiyor. Eğer yapay takviyeleri kullanmayı düşünüyorsan mutlaka bir uzman görüşü almalı, ne için bu yola çıktığını kendine sormalısın.
Çünkü fit bir vücut görünümü için düşünceli olman, hangi amaç üzerine düşündüğünle anlam kazanır. Sağlıklı olmak mı, yoksa estetik kaygılar mı? Bu soruya vereceğin cevap, yapay takviyelere ve beden algısına dair düşüncelerini de şekillendirecek ve seni doğru yolda tutacaktır.
Unutma; sosyal medyada gördüğün bedenler değil, aynadaki sağlıklı bedenin en gerçek olanıdır. Doğru bedeniyet algısı ise senin sağlıklı olmanla ilişkilidir.
Kaynakça
- World Health Organization. World Health Organization, www.who.int. Erişim Tarihi: 26 May 2025.
- “Adem Pervan.” adempervan.com, www.adempervan.com. Erişim Tarihi: 26 May 2025.
- Martschukat, Jürgen. Fitness Çağı: Beden Nasıl Başarı Ve Performansın Simgesi Haline Geldi? İstanbul: İletişim Yayınları, 2024.
