Eğitimin Toplumsal Temelleri
Eğitimin Toplumsal Temelleri

Eğitimin Toplumsal Temelleri

Eğitim, Yönetim ve Toplum

Eğitim yönetimi alanında hem uygulama noktasında hem de bilimsel olması noktasında ülkemizde daha yeni yeni araştırmalar yapılmaktadır. Zaman içerisinde finansal desteğin bulunması ve zora talip olan akademisyenlerin orijinal çalışmalar yapmasıyla ülkemizdeki eğitim yönetimi çalışmalarının nitelik veya nicelik bakımından değeri daha da anlaşılır olacaktır. Eğitim yönetimi anlamında olaylara daha bütüncül yaklaşım sergilenerek, uygulama alanındaki öğretmen/müdür/idareci aynı kaynakları ve yöntemleri, alanında uzman akademisyenlerin yaptıkları araştırmaların sonucunu dikkate alarak fiiliyat yönelik çalışmalar sürdürülmelidir.

Her yıl yeni eğitim-öğretim dönemi başlayacağı zaman yetkili, ilgili, uzman kişiler eğitim üzerine söylemlerde bulunurlar. Bu söylemler gerek nitel, gerek nicel konuları kendi içinde barındırmaktadır. Bu bağlamda eğitim sisteminin etkili, verimli ve daha birçok sonuçları ise belli bir düzen ve intizam sayesinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumun öncelikli olarak başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için de doğru bir eğitim yönetimi elzemdir. Çünkü eğitim toplumsal düşünce yapısında yer alan ilk konular arasında gelmektedir. Konu başlığında üç ayrı alana ait farklı çatı kavramlar yer almaktadır. Bunlar; eğitim, yönetim ve toplum kavramlarıdır. Konu bütünlüğünün tam manasıyla anlaşılabilir olması için öncelikle bu kavramları ayrı ayrı ele almak faydalı olacaktır.

Eğitim, insanın çevreye ve topluma uyumu ve mutluluğunun yanında, varlık alemini anlamak ve tanımak için bir dizi bilgi, değer/his ve davranışı edinmesidir (Gündüz, 2021, s. 12). Söz konusu kelime şekil vermek, şekillendirmek, davranış değiştirmek anlamlarında kullanılmaktadır. (Sezgin, 2019, s. 20). Eğitim bir sistem dahilinde pratiğe döküldüğünde ise, kendi arasında formel ve informal olarak ikiye ayrılmaktadır.

Küresel eğitim düzeninde yönetim ihtiyacının en çok hissedildiği anlayış formel eğitim olmaktadır. Planlı ve programlı şekilde belli bir zaman geçirilerek verilen eğitim için okula, öğretmene, öğrenciye bağlı hareket edilmelidir. Bu sebeple eğitim kurumlarının her birisinin canlı bir organizma gibi görev yapan örgütsel yapılar olduğunu ifade edebiliriz.

Örgüt, tanımlanması zor bir kavram olmakla birlikte, insanların hayatında yer etmiş ve insanların sürekli iç içe oldukları bir yapıdır (Nayır, 2021, s. 1). Faklı özelliklere ve görevlere sahip insanların bir araya gelerek ortak hedef doğrultusunda hareket etmeleri örgüt yönetimini önemli kılmaktadır. Bireyler arası farklılıklar, örgüt içinde birlik ve beraberliği sağlama yönünde negatif bir etkiye sahip bir durum gibi görülse de; bir dizi farklı özelliklere ve yeteneklere sahip insanın bir örgütte ortak amaçlar için farklılıklarını bir yana bırakarak eşgüdümlemesi, aslında yönetim sanatı anlamına gelir (Gül ve Türkmen, 2018, s.6). Yönetim; “bir grup insanı belirlenmiş amaçlara doğru yöneltme, aralarındaki iş birliği ile koordinasyonu sağlama çabalarının bütününü içeren bir süreç” şeklinde de ifade edilebilir (Şimşek, & Çelik, 2017, s.6).

Eğitimin saç ayakları; öğretmen, öğrenci ve aile olunca haliyle eğitimin sağlanabilmesi için belli yöntemlere ve yönetim şekline başvurulması gerekmektedir. Bu yöntem ve yönetim şekilleri tamamen eğitimin niteliğine yönelik olup, ilgili kimseleri olumsuz anlamda etkilememelidir.

Örgüt içerisindeki olumlu ve/veya olumsuz her iklimin kısa ve uzun etki alanları olmaktadır. Bu alanlardan birisi ise, eğitim alanı ile bağlantı kuran ve okulların çıktılarından birisi kabul edilen toplumun kendisidir. Bu sebeple eğitimin toplumsal temelleri konusunu açıklayabilmek için öncelikle toplum bilimi olan sosyoloji hakkındaki tanımlamaları ele almak gerekir.

İnsana sosyolojik bir bakış, insana psikolojik bir bakış, insana eğitim bilimsel bir bakış herhalde aynı olmayacaktır (Balcı, 2008, s. 185). Bu sebeple sosyoloji kavramının tanımını bilmek, insan ve toplum arasındaki ilişkiyi ve bunlar arasındaki köprü görevini gören eğitim yönetiminin toplumsal temellerini daha anlaşılır kılacaktır. Sosyoloji; sosyal hayatın, sosyal değişmenin ve insanların sosyal davranışlarının nedenlerinin ve sonuçlarının bilimsel yollarla araştırılmasıdır (Bahar, 2009, s. 3). Sosyolojinin kendi bünyesinde ilgilendiği konu yelpazesi çok geniştir. Aile, sivil toplum kuruluşları, meslekler ve eğitimin sosyal hayattaki işlevselliğine dair daha birçok konuyu irdelemektedir.

Eğitimin Toplumsal Temelleri

Eğitim olgusu merkezde insan odaklı bir bakışa ve aynı zamanda düşünce yapısına sahiptir. Bu anlamda eğitim kavramı, insana yönelik birçok alanı dikkate alan ve kendi çatısı altında toplayan bir üst kavramdır. Farklı disiplinleri bir araya getirerek insanın doğru eğitilmesini, toplumun dengesinin ve ayrıca devlet bütünlüğünün sağlıklı bir şekilde sürdürülmesini amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda insan odaklı bir eğitim anlayışı özünde; girdi, dönüşüm, çıktı ve geri bildirim evrelerini içeren bir süreçtir.

Eğitim süreci işleyişi ve zamanı bakımından birey ve devlet penceresinden bakıldığında farklılık göstermektedir. Bireyin eğitim süreci hayatının her noktasında ve anında devam etmektedir. Bu bağlamda bireyin eğitim süreci, anne karnında başlar ve son nefesini verene kadar devam eder. Devlet için eğitim süreci ise daha geniş bir yelpazeye ve zaman dilimine sahiptir (Gündüz, 2021, s. 13).

Eğitim sadece bireyin gelişimini değil aynı zamanda toplumun ortak değerler çerçevesinde kitlesel gelişimini de sağlamak amacıyla, her devlet tarafından kendi özelinde planlı, programlı ve denetimli olarak organize edilmektedir. Yapılan bir faaliyetin eğitim olabilmesi için bahsi geçen faaliyetin; sistemli, geleceğe yönelik, neden ve niçinleri insana has ve insanı bütün yönleri ile kucaklayan bir yapıda olması zorunludur (Sezgin, 2019, s.7). Bir devletin kendi sınırları içerisinde eğitim veren her kurumu, o devletin insanı ve toplumu gözetilerek oluşturulmuş milli ve fenni bir eğitim vermelidir. Hemen her toplumda oluşturulan kurumların en temel görevleri, toplumsal ilişkiler düzenleyip, toplumun varlığını ve sürekliliğini sürdürmektir. (Aslan, 2001, s. 19).

Okullar aracılığı ile tüm eğitim faaliyetleri, merkezde insanı tutarak toplum ve devlet yapısında da farklı bir role sahiptir. Bu sebeple eğitim yönetimi açısından ilgili kurumlar, toplumsal çevre ile iş birliği içinde kalarak kitlesel döngüyü sağlamak ve sürdürmek durumundadır. Eğitim veren tüm kurumların her birisi ayrı bir örgüt sistemine sahiptir. Örgütler ise bir sistem olarak ele alındığında, dört temel unsurun varlığından söz edilebilir (Nayır, 2021, s. 14). Bunlar yukarıda da bahsedildiği gibi girdi, dönüşüm, çıktı ve geri bildirimdir.

Sistem yaklaşımına göre her örgüt çevresi ile irtibatta kalarak dışardan gelen kaynakların/girdilerin doğru yönetilmesi ile bir çıktıya dönüşmesini sağlayan açık sistemler olarak bilinmektedir. Açık sistem olarak eğitim örgütlerinin her birisinin ana girdisi ve çıktısı insan olmaktadır. Dönüşüm evresinde eğitim yönetiminin doğru uygulanması sonucunda her bir insan topluma dahil olarak, istendik davranışları sergileyen ve ortak değerler anlayışına sahip fertlerin kazandırılmasını amaçlamaktadır.

Açık Sistem Süreçleri
Eğitimin toplumsal temelleri hakkında bir sistemin görseli.
Şekil 1. Açık sistem süreçleri

Şekil 1’deki süreçler tek tek incelendiğinde okulların her birinin buradan hareketle açık sisteme sahip olduğu görülebilir. Çünkü girdisi toplumun içinden gelen insan olan okullar, başarılı eğitim yönetiminin ardından belirlenen sürenin sonunda yine toplumsal döngünün devamlılığını sağlayacak çıktıları topluma sunmalıdır. Şekil 1’deki evreler bağlamında girdilerin olmaması durumunda, gerekli çıktıları sağlayamayan örgütler bir süre sonra hayatta kalamazlar. Bu sebeple her bir eğitim kurumu, toplum ile olan bağlantılarını güçlü bir şekilde korumalı ve kendi eğitim yönetimine özgü vereceği kararları yine toplumdaki diğer paydaşlarla etkileşim halinde kalarak vermelidir.

Bir okulun işlevi sadece öğrenci merkezli bir yönetim anlayışına ve/veya amacına sahip değildir. Toplumsal yapı içerisinde bir okul kendi çevresinin sosyal, ekonomik ve kültürel ihtiyaçları doğrultusunda şekil almaktadır. Okullardaki her bir amaç bu ihtiyaçları karşılamak aynı zamanda bunlara bağlı olarak yeni amaçlar edinmek, yeni bilgi, beceri üretmek zorundadır.

Her toplumun kendi millî, manevi, ahlaki ve kültürel değerlerini aktarımı konusunda da doğru bir eğitim yönetiminin tercih edilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, süreç itibarıyla açık sistemi tercih eden okulların toplumdaki diğer paydaşlarla bir şekilde etkileşim içerisinde olduğu görülmektedir. Çevresiyle karşılıklı etkileşim içinde olan bu tip bir okula ise, “Topluluk Okulu” ismi verilmektedir (Yalçınkaya, 2002, s. 113).

Topluluk Okulu
Şekil 2: Topluluk Okulu

Şekil 2’de görüldüğü üzere toplum içerisinde farklı alanlardaki paydaşlar ile etkileşim halinde bulunan okullar, girdi olarak kabul edilen dışardan içeri aldıkları tüm kaynakları uygun şekilde dönüştürerek yine çıktı olarak toplum ile paylaşmak üzere dışarıya aktarmaktadır. Bu nedenle her bir okulun topluluk okulu olduğu düşünülerek yöneticilerin buna uygun bir yönetim anlayışı benimsemeleri önemlidir. Bu nedenle teorinin süreçleri ve kavramları ile birlikte işletilmesi ve bir bütün olarak görülmesi gerekmektedir (Yalçınkaya, 2002, s. 113).

Bir eğitim kurumu toplumun içerisinde yer alan diğer katılım alanları ile çalışmak durumundadır. Bu alanlar arasında aile kurumu ilk sırada yer almaktadır. Çünkü eğitimin saç ayakları; öğretmen, öğrenci ve aile üçlemesi olduğunu belirtmiştik.

Eğitimin sağlanabilmesi için bu saç ayakları ekseninde belli yöntemlere ve/veya yönetim şekline başvurulması gerekmektedir.

Aile kurumu, insanlık tarihi boyunca her toplumun merkezindedir. Bu bakımdan aile, bireyin topluma dahil olmasına ve sosyalleşmeye kaynaklık etmesiyle eğitimin var olduğu en temel kurum olarak tanımlanmıştır (İLKE, 2022, S. 60).​

Eğitim kurumları ile ilgili “Okul Özellikleri ve Örgütsel Bağlılık İlişkisi” başlıklı içeriğimizi de ayrıca okuyabilirsiniz. 🙂

İleri Okumlar

Aslan, K., A. (2001). Eğitimin toplumsal temelleri, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 4(5), 16-30.

Bahar, İ., H. (2009). Sosyoloji, Ankara: Usak Yayınları.

Balcı, A. (2008). Türkiye’de eğitim yönetiminin bilimleşme düzeyi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 54 (54), 181-209.

Gül, İ., Türkmen, F., (2017). Öğretmen görüşlerine göre, okul yöneticilerinin farklılıkların yönetimi ve çatışma çözme becerilerinin incelenmesi, Turkish Studies Dergisi, 13(4), 649-668.

Gündüz, M., (2021), Eğitim üzerine: neydi? nedir? ne olacak?, İstanbul: Nokta Kitap.

İLKE: İlim Kültür Eğitim Vakfı. (2022). Toplumun görünümü 2022: Salgın sonrası toplum. 24.03.2023 tarihinde https://ilke.org.tr/images/yayin/salgin_sonrasi_toplum_2022.pdf adresinden erişilmiştir.

Kahraman, Ü. (2021). Örgüt ve Yönetim. Nayır, F. (Ed.), Örgütsel Davranış (s. 1-22). Ankara: Anı Yayıncılık.

Sezgin, O., (2019). Eğitim, kavram ve kuram, Kalem Yayınları.

Şimşek, Ş, M., Çelik, A., (2018), Yönetim ve Organizasyon, Konya: Eğitim Yayınevi.

Yalçınkaya, M. (2002). Açık sistem teorisi ve okula uygulanması. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22(2), 103-116.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir