Cola ve Şeker Uyumu
Dünya genelinde sıklıkla tüketilen içeceklerin başında gazlı içecekler ilgi görmektedir. Özellikle sıcak yaz günlerinde ve yemeklerin yanında vazgeçilmez içecek olarak yer almaktadır.
Çoğu uzmanlar, içerisinde bulundukları katkı maddeleri nedeniyle önermemektedirler. Gazlı içecekler, başta şeker yoğunluğundan dolayı tartışma konusu olarak gündeme gelmektedir.
Bu bağlamda biz de konumuzu daha özele indirgeyerek gazlı içeceklerin şeker ilişkisine dikkat çekmeye çalışacağız.
Öncelikli olarak şekere değinmeden katkı maddesinin ne olduğu sorusunu cevaplandırmak gerekmektedir.
Katkı maddesi, aslında duyulduğu zaman zihnimizde ilk çağrıştığı gibi uzak durulması gereken bir şey değildir. Yiyeceklere veya içeceklere çeşitli amaçlarla sonradan eklenenen her şey katkı maddesi olarak kabul edilmektedir.
Tuz, sirke ve şeker en bilindik katkı maddeleridir. Bu maddeler sayesinde geçmişte insanlar yiyeceklerinin ömrünü uzatmış veya farklı lezzetlere dönüştürmüşlerdir.
Günümüzde katkı maddesi denildiği zaman sadece doğal olmayan, tatlandırıcı, renklendirici zararlı maddeler akla gelmektedir. İşin aslı katkı maddelerini kullanmaktan ziyade bunun ne şekilde kullanıldığı önem kazanmaktadır.
Gazlı içeceklerin içerisinde yoğun olarak bulunan şeker ise içecek sektörünün temel yapı taşlarından birisidir. Misal bir bardak Coca Cola içerisinde 250ml (28gr) şeker bulunmaktadır. Colanın asidik yapısı ve yoğun tat aroması soğukla birleştiği zaman ferahlatıcı bir özelliğe sahip olmaktadır.
Bununla birlikte şeker, son yüzyılda hiç olmadığı kadar tüketilmeye başladı. Bu durum insanların şeker ve türevlerine dair bilinçli yöneliminin olduğunu göstermektedir.
Son yıllarda ise yapılan araştırmalar şekerlerin zaman içerisinde kişide bağımlılığa neden olduğunu gözlemlemiştir. Cola için bağımlılığın temel sebebiyse içildiği anda cola ve şeker ikilisinin kişide ortaya çıkardığı haz duygusudur.
Coca Cola’nın CEO’su olarak görev yapmış olan Muhtar Kent; “Biz bir içecek satmıyoruz, bir kaç dk’lık haz satıyoruz.” cümlesi konuyu özetler niteliktedir.
Cola ve Şeker İçin Endüstriyel Etki
Toplumun büyük kesiminin tükettiği gazlı içecek endüstrisi ise bir çok durumla mücadele etmektedirler. Satışlardan kar elde ettikleri gibi reklam aracılığıyla da zararlı olan durumları güzel göstermektedirler.
Bu duruma örnek ise PepsiCo 2010 yılında “sizin için daha iyi” ürünleri diye bir tanıtım kampanyası başlattı. Sonrasında satışlarda yaşanan ilk düşüşlerin ardından Wall Street harekete geçti. Şirketten asıl yiyecek ve içeceklerinin tanıtımını yapmasını talep etti.
Asıl diyerek kastettiği ise ürünlerin içerisinde bol miktarda tuz, şeker ve yağ olmasıdır. Coca Cola ise bu durumu daha fazla satış yaparak kar etmek için bir fırsat olarak görmüştür.
Markaların kendi aralarında rekabet olduğu için sağlık adına çalışan kurum ve kuruluşlarla dolaylı yoldan mücadele etmektedirler. Bu duruma benzer bir olayı Gary Taubes Şekere Karşı kitabında yer vermektedir.
“Diyet endüstrisi patlama sürecindeydi ve şeker endüstrisi bunu varoluşu için doğrudan bir tehdit olarak algıladı. 1952’de elli bin kutu düşük kalori meşrubat satıldı. Şekersiz meşrubatlar öncelikle diyabetikler tarafından tüketilen ürünler olarak algılandı. 1959’da elli milyon kutu satıldı. Bu oran hala meşrubat pazarının küçük bir yüzdesiydi, ancak payı her yıl artıyordu.
Meşrubat üreticileri kendi diyet meşrubatlarını yaratarak akıma karşılık verebilecekti. Pepsi ve Coca Cola’nın yaptığı gibi gibi ancak şeker endüstrisi için böyle bir seçenek söz konusu değildi. Bu, pazardaki payını korumak için öncelikle şekerin sağlıklı bir diyetteki yerini savunmak ve sonrasında 1960’larda olduğu gibi rakibe doğrudan saldırmak gerektiği anlamına geliyordu.”
Markaların Stratejik Yaklaşımları
Bu bağlamda Coca Cola özelinde söyleyecek olursak, içecek markaları dezavantajı avantaja yönlendirmek için çeşitli çalışmalara da destek olmaktadır. Coca Cola 2011 yılında dünyadaki obezite ile ilgili stratejik planlamasını açıklamıştı. Bunlar;
- Tüm pazarlarda düşük ve sıfır kalorili içecek seçenekleri sunmak.
- Tüm paketlerimizde, kalori değerleri ön yüzde olmak üzere, besin değerleri bilgisine açık bir şekilde yer vermek.
- Faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde fiziksel aktivite programlarını destekleyerek toplumların daha aktif olmalarına katkıda bulunmak.
- Pazarlama faaliyetlerini yüksek sorumluluk bilinciyle yürütmek ve tüm dünyada 12 yaş altı çocukları doğrudan hedefleyen reklam yapmamak.
Bu maddelerde üstünde durulması gerek hususlar, düşük kalorili seçenekler ve fiziksel aktivite programları ile ilgili desteklerdir. Bu tarz markalar belli ülkelerde obezite ile ilgili önyargıları etkilemek ve satışlarını artırmak için egzersizin önemini ortaya çıkaran çalışmaları finanse etmektedir.
En nihayetinde şu bir gerçek, hiçbir ürün tek başına obeziteye, diyabete vb. rahatsızlıklara neden olmamaktadır. Bununla birlikte genel beslenme tarzına bakmak gerekmektedir.
Cola gibi içecekler daha çok hangi yiyeceklerle ve ne kadar tüketilmektedir? Bu sorunun perspektifinden duruma bakmak genel tabloyu önümüze serecektir.
Bu soruya cevap olarak “Fast Food Devleti ve Dünya’ya Etkileri” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. 🙂
Konuyla İlgili Yararlanılan Kaynak Kitaplar:
Moss, Micheal (2013), Tuz, Şeker, Yağ, Pegasus Yayınevi, İstanbul.
Taubes, Gary, (2015), Şekere Karşı, Doğan Kitap, İstanbul.
Küçükusta, R.,A., (2018), Biri Bizi Hasta Ediyor, Hayykitap, İstanbul